Ksantelazma, göz kapaklarında düz sarı büyümeler geliştiren bir cilt durumudur. Genellikle, kanda yüksek kolesterol veya diğer yağ seviyeleri olan kişilerde görülür. Lezyonlar, lipit açısından zengin birikintiler içerir. Peki, ksantelazma tam olarak nedir? Tedavi gerektirir mi yoksa kendiliğinden geçer mi? Daha fazlasını öğrenmek için okumaya devam edin!
Ksantelazma, göz kapaklarının çevresinde oluşma eğiliminde olan küçük sarımsı yağ birikintileridir. Genellikle üst ve alt göz kapaklarının iç köşelerinde oluşma eğilimindedir. Bazı durumlarda, kan dolaşımındaki yüksek kolesterol seviyeleri ile ilişkilendirilir.
Bu yağlı topaklar, göz çevresinde görülürse; kan testi yaptırmak için doktorunuza başvurmanız önerilir. Kolesterol seviyeleri yükselirse, kolesterol seviyesini düşürmeye yardımcı olmak için beslenme değişiklikleri ve ilaçlar önerilebilir.
Ksantelazmadan, kadınların erkeklerden daha sık etkilendiği görülmektedir. Ek olarak, bir çocuk veya gencin ksantolazma geliştirmesi pek mümkün değildir. Çoğu birey, durumu orta yaşta geliştirir.
Vakaların yaklaşık yarısında kanlarında yüksek kolesterol veya yüksek trigliseritler seviyeleri vardır.
Ksantelazma, sarıdan turuncuya bir yumru olarak görünür. Boyutları 2-30 mm arasında değişir, düz yüzeylidir ve belirgin sınırları vardır. Bir kez geliştiğinde, ksantelazma kendi kendine geçmez. Aslında, lezyonlar sıklıkla büyür ve sayıları artar.
Genellikle, kaşıntılı veya hassas değildir. Ksantolazmalı kişiler genellikle en çok estetik olarak rahatsızlık duyarlar.
Ksantelazma, zararsızdır. Yani, teknik olarak hiçbir şey yapılmasına gerek yoktur. Bununla birlikte, birçok insan estetik olarak rahatsız olacak ve ondan kurtulmak isteyecektir. Ksantelazmanın giderilmesine yardımcı olmak için kullanılabilecek birçok teknik vardır. Bunlar, göz kapağı derisinin bölümlerinin çıkarılmasını içeren cerrahiden lazer tekniklerine kadar değişiklik göstermektedir.
Lezyon ne kadar küçük olursa, etkilenen ciltte yara izi veya renk değişikliği olma riski o kadar düşük olur. Daha büyük lezyonlar ciltte küçük yara izleri veya renk değişikliği bırakabilir. Enfeksiyon riski de olduğundan, iyileşmeye yardımcı olmak için ameliyattan sonra uygulanacak bir antibiyotik merhem verilir. Bu merhem, 3 gün boyunca günde iki kez kullanılabilir.
Herhangi bir ksantelazma tedavisinin, gelecekte yeni lezyonların gelişmesini engellemediğini unutmamak önemlidir. Estetik olarak rahatsız ediciyse ve kolesterol düşürücü tedavilere yanıt vermiyorsa, şu tedaviler uygulanabilir:
Bu tedavi seçeneklerinin tümü, yara izine neden olabilir. Ayrıca, ksantelazmanın geri kalmasını engellemez.
Ksantelazma, hassas bir bölgede olduğundan, lazer tedavileri giderek daha fazla tercih edilmektedir. Göz kapağı derisi, çok incedir. Lazerle ksantelazma tedavisi, etkilenen dokunun katman katman çıkarılmasını sağlar. Etkilenen dokunun son tabakası çıkarıldıktan sonra prosedür doğru bir şekilde durdurulabilir. Lazer tedavisinde, olası travma nedeniyle yara izi riski azalır.
Prosedürün lazerle gerçekleştirilebilmesi için, göze metal bir göz siperi yerleştirilir. Bu, büyük bir kontakt lensi andırır. Lazerle ksantelazma tedavisi, daha koyu cilt tipleri için güvenlidir. Herhangi bir tür tedavi, tedavi edilen cildin renginin değişmesine neden olsa da, lazer ile çok daha az olasıdır.
Daha büyük lezyonlar için birden fazla lazer seansı gerekli olabilir. Çünkü, ilk tedavi ile büzülme sağlanabilir. Altı hafta sonra, lezyonun son bileşenlerini çıkarmak için ikinci bir tedavi yapılabilir. Bu şekilde, daha büyük lezyonlar için bu iki aşamalı çıkarma tekniği uygulanarak yara riski azaltılır.
Take an Appointment